Bu Blogda Ara

17 Nisan 2011 Pazar

DAR MEKAN




Hatırlamakta zorluk çekiyorum, kimim veya neyim. Ne zaman doğdum. Babam kim. anam kim. Bir türlü cevap bulamıyorum. Galiba hatırlamaktan korkuyorum. Böylece kalakalıyorum köşemde. Etrafıma ürkek gözlerle bakıyorum. Ha geldi ha gelecekler diye titriyorum. Korkum olanca gücüyle hücum ediyor kapalı bilincime. Zorluyor kapılarımı almıyorum içeriye direniyorum.
Kahraman olmak için artık çok geç, yıprandım. Kalkamıyorum ayağa, buradayım işte neredeyse düşmanım çıksın karşıma diyemiyorum. Bunu hayal dahi edemiyorum. Güçsüzlük bir çeşit bağımlılık oldu. Zihnim sabitlendi bu fikre. Bazen hayal dünyamın tek kralı oluyorum. Asıyorum ,kesiyorum, önüme geleni bu meydanda.Nice zalimleri yola getiriyorum. Nice haydut u tepeliyorum buralarda. Sonrasında ne oluyor bilmiyorum. Uyanıyorum bu kahramanlık hikayelerinden. Aç kalmış endişelerimi besliyorum korkularımla kaldığı yerden yeniden.
Bazen kendimi işe yaramaz bir zavallı gibi hissediyorum. Bitsin artık diye dilek mumlan yakıyorum bu aşağılık hayat. Ama olmuyor aşağılandıkça daha da siniyorum köşeme.
Etrafıma çok kereler seslendim duyar belki bir babayiğit beni diye. Duyan yok galiba hepsi izinde.
Sığındığım delik dar geliyor artık. Şiştikçe şişiyor kavrama özürlü beynim, kocaman oldu. Yarılacak diye korkuyorum. Korktukça besleniyor, korktukça büyüyor, korktukça şekilden şekle giriyor, garip sesler çıkarıp şişiyor şişiyor şişiyor...
Bazı zamanlar cesaretimi toplayıp kafamı çıkarıyorum deliğimden. Mavi gökyüzüne bakıyorum tek eğlencem bu şu sıralar. Her türlü tehlikeyi göze alıyorum bunun için. Ecinniler yakalayacaklar diye korkmuyorum. Ta ki gece oluncaya kadar., sonra apar topar atıyorum kendimi dar mekanıma.
Acıktığım zamanlar üzerimde biriken kurtlarla besleniyorum. Bu kurtları ben yetiştirdim yeter sayıya ulaştıklarında tüketiyorum. Bölünerek çoğalıyorlar tıpkı karabasanlarım gibi. Kapıyorum gözümü atıyorum ağzıma. Yumuşaklar ve sindirimi kolay tatları bir harika eğer görmeden yersem tabi..
Dişlerimi çok önceleri kaybettim zaten. Deliğimi her genişletme faaliyetimde birazını bıraktım bu sert kayaçta. Tırnaklarımda aldı nasibini bu uğraştan birkaç parmak dışında taşımıyorum artık onları. Çok zor oluyor kaşınan yaralarımı kanatmak ama ne yapalım alıştım artık..
Bazen soruyorum kendime bu bana eziyet mi yoksa hoşlanıyor muyum diye. Cevapsız bıraktığım tek soru değil bu aklımdaki. Öncemi ve burada neden bulunduğumu hatırlar hatırlamaz döneceğim bu soruna.
Hatırlamakta zorluk çekiyorum kimim ve neyim. Anam kim babam kim. Düşmanım kim dostum kim. Gittikçe darlaşıyor mekanım hatırlar hatırlamaz buradan gideceğim.